ABD'nin İran'a Yönelik Saldırısı: Rusya'nın Serbest Bıraktığı Gizemli Cisim Ortaya Çıktı!

ABD, İsrail'in İran ile olan çatışmalarına resmen katılarak İran'ın nükleer tesislerini hedef aldı. İran bu saldırılara karşılık verdi, Trump ise bunu ''başarı'' olarak değerlendirdi. ABD, Rus uydusu tarafından serbest bırakılan gizemli bir cisim yüzünden yüksek alarma geçti. Detayları keşfedin...

ABD'nin İran'a Yönelik Saldırısı: Rusya'nın Serbest Bıraktığı Gizemli Cisim Ortaya Çıktı!

İran’ın nükleer tesislerine yönelik bombardıman düzenleyerek destek veren ABD, yüksek bir alarm seviyesine ulaştı. Donald Trump'ın direktifiyle yapılan B-2 bombardıman uçakları, 3 ayrı nükleer tesisi hedef almıştı. Buna karşılık, İran da İsrail’e füzelerle yanıt verirken, ABD’nin yeni bir saldırı gerçekleştirme olasılığı değerlendiriliyor.

GİZEMLİ BİR CİSMİN SERBEST BIRAKILMASI

Küresel gerilimler artarken, Rusya'nın İran’a destek verip vermeyeceği konusu gündemde. ABD, bir Rus uydusunun serbest bıraktığı gizemli bir nesnenin tespit edildiğini doğruladı. Pentagon, bu ilginç olayın Dünya'nın yörüngesindeki bazı bölgelerde büyük değişiklikler yarattığını ve jeopolitik sıkıntıları daha da tırmandırabileceğini ifade etti.

RUSYA VE ÇİN'DEN ARTAN UZAY FAALİYETLERİ

Son dönemlerde, ABD Savunma Bakanlığı, Rusya ve Çin’in uzayda yaptığı faaliyetlerin artış gösterdiğini bildirdi. İstihbarat raporları, bu iki ülkenin de yörünge üzerinde saldırgan yeteneklerini denediğini ve uzayda bir silahlanma yarışını tetiklediğini ortaya koyuyor.

Rusya'nın 2 Şubat'ta fırlattığı üç askeri uydu (Kosmos 2581, 2582 ve 2583) büyük endişelere yol açmıştı. Mart ayının ortasında Kosmos 2583'ün yörüngede izlenmesinin ardından ABD Uzay Kuvvetleri durumu fark edip raporladı. Glassalmanac.com'da yayımlanan bilgilere göre, ABD Savunma Bakanlığı, hem Rusya'nın hem de Çin'in bu alanda askeri tatbikatlar gerçekleştirdiğini ortaya koymuştur.

YÜKSEK RİSKLER

Gizemli nesnenin yakın zamanda serbest bırakılması, ABD’yi alarm durumuna geçirdi. Uzmanlar, uzaydaki askeri faaliyetlerin artmasının, uluslararası anlaşmalarla düzenlenmediği takdirde ciddi riskler doğurabileceği uyarısında bulunuyor.