Orta Doğu'daki Gerilim Artıyor! Uzmanlardan Petrol Fiyatları İçin Önemli Uyarılar!
Orta Doğu'daki artan gerilim, petrol pazarlarını köklü bir şekilde etkiliyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ın Fordow, Natanz ve Esfahan’daki nükleer tesislerine düzenlediği saldırılar sonrasında Brent petrol vadeli işlemleri yüzde 11 yükseldi. Enerji uzmanları, İran’ın bölgede karşılık vermesi durumunda petrol fiyatlarının varil başına 100 dolara ulaşabileceğine dikkat çekiyor.

Petrol piyasaları, uzun süre boyunca Donald Trump'ın Orta Doğu'daki artan çatışmalara nasıl bir tepki vereceği üzerine yoğunlaşmış durumda. Amerikan jetleri, İran'ın üç önemli nükleer tesisine saldırdı ve bu durum, yatırımcıların fiyatların yükselmesini beklemesine yol açtı. Ancak, krizin yönü hâlâ belirsizliğini koruyor.
Brent vadeli kontratları, İsrail'in düşman güçlerine saldırmasının ardından bir hafta içinde %11 oranında bir artış kaydetti. Fakat bu süreç içinde keskin dalgalanmalar yaşandı. ABD'nin Fordow, Natanz ve Esfahan'daki hedeflerine yönelik gerçekleştirdiği saldırı, dünya genelinde petrol üretiminin üçte birinin yapıldığı bir bölgede riskleri önemli ölçüde artırarak, bu yükselişin Pazartesi günü devam edebileceği ihtimalini doğuruyor.

Piyasalardaki çalkantı, çeşitli opsiyonların yanı sıra artan navlun ve dizel fiyatları ile ham petrolün geleceğe yönelik eğrisinin köklü bir şekilde değişmesinin beklendiği bir sürece işaret ediyor.
PETROL FİYATLARI 100 DOLAR EŞİĞİNİ GEÇECEK Mİ?
MST Marquee'de enerji analisti görevini yürüten Saul Kavonic, "Birçok faktör, İran'ın önümüzdeki saatler ve günlerde nasıl bir tepki vereceğine bağlı. Eğer İran, daha önce yaptığı tehditleri hayata geçirirse bu durum bizi 100 dolar seviyesindeki petrol fiyatlarına yönlendirebilir. ABD'nin bu hamlesi, İran'ın Irak gibi bölgelerdeki Amerikan çıkarlarını hedef almasına ya da Hürmüz Boğazı üzerinden geçişleri rahatsız etmesine neden olarak çatışmayı tırmandırabilir." diye belirtti.
Basra Körfezi'nde yer alan bu stratejik boğaz, sadece İran için değil, aynı zamanda Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün diğer üyeleri için de kritik bir geçiş noktası özelliği taşıyor. Tüm bu gelişmelerin merkezinde, İsrail'in saldırısına katılan Trump yönetiminin İran üzerindeki nihai hedefi yatıyor.

TEHDİTLER ARTIYOR
Geçtiğimiz hafta içerisinde, "ne zaman?" sorusu gündeme gelirken, Trump'ın kararını iki hafta boyunca değerlendireceğini açıklamasıyla bu durum değişti. Takip eden günlerde İran, Fordow, Natanz ve İsfahan'ın hedef alındığını bildirdi, özellikle Fordow tesisine yapılan saldırıyı "bomba yükü" olarak nitelendirerek duyurdu. ABD Başkanı, televizyondan yaptığı açıklamada, bu askeri operasyonların üç hedefi "tamamen imha ettiğini" belirterek, Tahran'ın İsrail ile barış sağlanmaması durumunda daha fazla askeri eylemde bulunma tehdidinde bulundu.

Rabobank'ta çalışmış bir ticaret uzmanı ve küresel enerji stratejisti olan Joe DeLaura, "Piyasa belirgin bir istikrar arıyor; bu durum da ABD'yi Orta Doğu durumlarına net bir biçimde sokmakta" dedi ve petrol piyasalarının yeniden açılmasıyla birlikte fiyatların artmasının muhtemel olduğunu dile getirdi. DeLaura, "Ancak bunun ABD Donanması'nın Boğaz'ı güvenli bir şekilde geçirmekte olduğu anlamına geldiği kanısındayım. Petrol fiyatları varil başına 80 ila 90 dolar aralığında yükselebilir." şeklinde konuştu.
PETROL AKIŞINDA BİR SORUN YOK
Şimdilik, bölgeden petrol akışında bir kesinti olduğuna dair belirgin bir gösterge söz konusu değil. PVM Oil Associates Ltd'de analist kimliği taşıyan Tamas Varga, geçtiğimiz hafta sonunda "Eğer ABD, İsrail'e doğrudan askeri yardımlarda bulunursa ve mevcut rejimi ortadan kaldırmayı hedeflerse, piyasanın ilk tepki olarak fiyatların yükselmesi olacaktır." dedi. Ancak şirketin öngörüleri, petrolün çatışmanın bir parçası haline gelmeyeceği yönündeler; çünkü bu her iki taraf için de uygun değildir.

Şu ana kadar, dünya genelinde üretilip tüketilen petrolün yaklaşık beşte biri Hürmüz Boğazı'ndan geçiyor ve bu geçişte kayda değer bir kısıtlama yaşanmıyor. Hatta İran, yaşanan çatışmalara yanıt olarak petrol ihracatını artırmak için çaba gösteriyor gibi bir izlenim veriyor.
Daha geniş kapsamlı bir çatışmanın engellenmesi ve arz kesintilerinin önüne geçilmesi, petrol fiyatlarını aşağı yönlü bir etki yaratırken, aynı zamanda bu fiyatlarla birlikte yükselen diğer tüm unsurları da etkileyebilir. Ancak, Amerika'nın müdahalesi her şeyi belirleyebilir ve bölgedeki güvenliği sorgulamamıza yol açabilir.