Cuma Hutbesi Yayınlandı! 27 Haziran Konusu ve Tam Metin İçin Tıklayın!

Bu haftaki Cuma hutbesinin konusu açıklandı. 27 Haziran 2025’te Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanacak hutbe, "Kamu Hakkı Dokunulmazdır" başlığını taşıyor. Ülke genelindeki camilerde okunacak olan hutbede, kamu hakkını ihlal etmenin Allah'ın yolunda yaşamını yitiren bir kişinin şehit statüsüne ulaşmasını engelleyebilecek bir günah olduğu vurgulanacak. Detaylar ve 27 Haziran Cuma hutbesinin tam metni için okumaya devam edin.

Cuma Hutbesi Yayınlandı! 27 Haziran Konusu ve Tam Metin İçin Tıklayın!

27 Haziran 2025 tarihli Cuma hutbesi, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlandı. Bu haftanın hutbesinin teması "Kamu Hakkı Dokunulmazdır" olarak belirlendi. 81 ildeki camilerde okunacak olan hutbede, kamu haksının, Rabbimizin bizlere bir emanet olarak verildiği ifade edildi. Bu emaneti korumanın, Müslüman olmanın bir gerekliliği olduğu vurgulandı. İşte, 27 Haziran 2025 Cuma hutbesinin başlığı ve tam metni...

27 HAZİRAN 2025 CUMA HUTBESİ KONUSU

KAMU HAKKI DOKUNULMAZDIR

Muhterem Müslümanlar!

O gün Hayber'in fethinin yıldönümüydü; Müslümanlar bu tarihte büyük bir zafer kazanmışlardı. Zaferle birlikte, sahabeler, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)'in etrafında bulunarak canlarını feda eden şehitleri bir bir hatırlıyorlardı. Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir şehidin ismi geçtiğinde: كَلَّا إِنِّي رَأَيْتُهُ فِي النَّارِ فِي بُرْدَةٍ غَلَّهَا “Hayır! Onu kamu malından çaldığı bir hırkayla cehennemde gördüm.” buyurmuştu.

Allah Resûlü (s.a.s), bu ifadeleriyle kamu hakkını ihlal etmenin, Allah yolunda ölen birinin şehit olmasına engel olabilecek derecede büyük bir günah olduğunu bizlere bildirmektedir.

Aziz Müminler!

Kamu hakkı, ‘Hukukullah’; Allah’ın hakkıdır ve Rabbimizin bizlere emanetidir. Bu emaneti korumak, Müslüman olmanın gereğidir. Kamu hakkına ihanet etmek ise sadece bir haksızlık değil, aynı zamanda bir zulümdür.

Kamu malı, tüm bir milletin ortak yararıdır. Hiç kimse bu mal üzerinde kişisel ve keyfi bir tasarrufta bulunamaz. Kamu malı, yaşamakta olanların yanı sıra, henüz dünyaya gelmemiş çocuklar, tüyü bitmemiş yetimler ve tüm muhtaçlar için de bir hak teşkil eder. Kur’an-ı Kerim’de ‘Gulûl’ olarak adlandırılan, kamu, belediye, vakıf ve dernek malına el uzatmak, dünyada insanı utanca ve ahirette büyük bir azaba sürükleyen ağır bir günah ve vebaldir. Yüce Rabbimiz, “...Kim, kamu malına ihanet ederse, kıyamet günü, hainlik yaptığı şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir...” buyurmaktadır.

Kıymetli Müslümanlar!

Son zamanlarda yayın organlarında gündeme gelen, sosyal medya platformlarında tartışılan ve insanlar arasında sohbet konusu olan kamu hakkı ihlalleri ile İslam dinimiz bu konuyu nasıl ele alıyor, bir kez daha hatırlamakta fayda var.

Kamuya ait hazine, vakıflar, dernekler ve resmi kurum malını zimmete geçirmek veya işgal etmek, hatta bu malın niteliğini değiştirerek sadece kişisel kazanç elde etmeye çalışmak, ateşten bir korla karnı doldurmaktir. Bu konuda Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in uyarısı son derece açıktır: “Hakkı olmayan bir karış toprağı kimse almasın; alırsa, kıyamet günü Allah yedi kat yeri onun boynuna dolar.”

Kamu imkanlarını amacının dışında kullanmak, kamu işleri üzerinde aksatmalara neden olmak ya da verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek, hem vebal hem de suçtur. Kamu hizmeti sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdıklara öncelik vermek ya da çalışma saatlerini şahsi işler için harcamak, hak tanımamak, günahtır. Görevini yerine getirmek için aldığı ücretten fazla bir talep etmek, harama el uzatmaktır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bu konuda şöyle öğüt vermektedir: “Birisine bir görev verip onun karşılığında ücret veriyorsak, bu ücretten başka alacağı her şey emanete ihanet sayılır.”

Değerli Müminler!

Hediye kisvesine bürünmüş her türlü menfaat ilişkisi, cehennem ateşinin bir bölümüdür. Dijital alanlar ve medya aracılığıyla yanıltıcı haberlerle kamuoyunu zarara uğratmak haramdır. Bir kişinin yapabileceği bir iş için birden fazla kişinin işe alınması, kamu kaynaklarının israfına sebep olmaktadır. Torpil yapmak, adam kayırmak, gençlerimizin hayallerini gasp etmektir. Yasal boşluklardan faydalanarak gayrimenkul mafyası kurmak ve kamunun ile bireylerin mülkünü haksız yere ele geçirmek haram ve zulümdür.

Aziz Müslümanlar!

Elektrik ve suyu kaçak kullanmak, toplumun malına el uzatmaktır ve bu haramdır. Devletin, tarım, hayvancılık ve ticaretle ilgili sunduğu destekleri amacının dışında kullanmak, kamu hakkını ihlal etmeye sebep olur ve büyük bir günahtır. Var olmayan tarlaları var gibi göstermek ya da vasıfsız arazileri vasıflı olarak beyan etmek, büyük bir adaletsizliktir. Pazar fiyatlarının düşmemesi için çiftçinin ürününü tarlada bekletmek, karaborsacılık ve stokçuluk yaparak hepsi haksız yere kamunun malına el koymaktır; bu haramdır.

Gereksiz yere sosyal yardım almak ya da gerçekte bir arada yaşadığı eşiyle resmi olarak boşanıp aldığı maaşı elde etmeye çalışmak, büyük bir günah sayılmaktadır. Naylon fatura ile vergi kaçırmak, sahte belgelerle mal beyanını düşük göstermek haramdır. Engelli muafiyetinden yararlanarak alınan aracı yanlış kullanmak, vergi imtiyazını kötüye kullanmak, kamu hakkını gasp etmektir ve haramdır. Rüşvet almak ve vermek, Allah’ın gazabını celp etmektedir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), لَعْنَةُ اللّٰهِ عَلَى الرَّاشِى وَالْمُرْتَشِى “Allah’ın laneti rüşvet verenin de, alanın da üzerine olsun.” buyurmaktadır.

Kıymetli Müminler!

Dün, hicri 1447. yıla girmiş bulunmaktayız. Hicri yeni yılımız mübarek olsun. Yüce Rabbim, hicri yılımızı; ümmet-i Muhammed’in birliği, bütün mazlumların kurtuluşu, hatalarımızı gözden geçirip günahlarımızdan tövbe etmemiz, kamu hakkına yönelik hassasiyetimizi yeniden canlandırmamız için bir vesile kılsın.

Hutbemiz, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısıyla son bulmaktadır: “Kamu malından haksız kazanç sağlayanlar için kıyamet günü yalnızca cehennem azabı vardır.”